
Sivas
Kangal Çoban Köpeği – Sivas Kangalı Hakkında Bilgiler Sivas Kangalı
Yavruları – Sivas Kangalı Resimleri – Kangal Çoban Köpeği, Karabaş
Kangal köpeği
Kangal, Türkiye kökenli bir çoban ve bekçi köpeği ırkı. Adını Sivas’ın
Kangal ilçesinden alır.[1] Henüz FCI, AKC ve TKC gibi dünyadaki büyük
köpek kulüpleri ve federasyonları tarafından tanınmamaktadır ancak
Türkiye’deki otoritelerce dünyada safkan bir köpek ırkı olarak tanınması
için çalışmalar yapılmaktadır
Kangal Çoban Köpeği
GENEL ÖZELLİKLER
Dünyada emsali görülmemiş bir köpek türü olan Kangal Çoban köpekleri,
Türkiye’de ve yabancı devletlerde haklı bir üne sahiptir. Özellikle
İngiltere ve Amerika’da bu köpekleri sevenler tarafından dernekler
kurulmuş, yarışmalar yapılmıştır. Ne acıdır ki yabancı devletlerin
göstermiş oldukları ilgiyi, bizler maalesef son 10 – 15 yıldır
göstermekteyiz.
Kangal Çoban Köpekleri çok cesur, gayet hızlı ve çeviktirler. Kadın ve
çocuklara karşı gayet muhlis, kötü niyetli kişilere karşı son derece
caydırıcı bir silah olan Kangal köpekleri çok zeki, ön sezileri kuvvetli
ve sahibine aşırı bağlıdırlar. Sahibi tarafından azarlandığı zaman
suçlu bir çocuk gibi başını öne eğer, sahibinin gözlerine mahsun mahsun
bakarak af edilmesini bekler. Hislerini yalnız hal, hareket, mimik ve
jestlerle değil çıkardıkları çeşitli tonlardaki havlamalarla belli
ederler.
Kangal Çoban Köpekleri görevlerine çok sadıktırlar. Şöyle ki; dağda
sürüden ayrılan veya geride kalan koyunun başından günlerce aç ve susuz
bekledikleri Kangal çiftçileri tarafından anlatılmaktadır.
Kangal Çoban Köpeğine sahip çiftçilerin en büyük gurur kaynağı
köpeklerinin kurt boğmalarıdır. Kurt boğan köpeğe sahip olmak onlar için
bir ayrıcalık ve övünç kaynağıdır.
Yüzyılların ihmaline rağmen ne ırk vasıflarından ne de yüksek ruh
yapısından en ufak bir taviz vermemiştir. Kan asaletine çok bağlıdır.
Doğuda serbestken bile başka bir karnivorla çiftleşmesi mümkün değildir.
1975 yılında askeri amaçla eğitime alınmış ve asırlardır bu yönde
eğitim gören köpek türlerinden çok daha yetenekli olduğunu
kanıtlamıştır.
İyi bir köpekte bu özellikler olmalıdır:
Zeka : Orta-yüksek düzeyde
Güvenirlilik : Sürü hayvanına ve sahiplerine zarar vermemelidir.
Dikkatlilik : Görevine karşı ilgi ve dikkati bulunmalıdır.
Koruyuculuk : Yabancıya karşı reaksiyoner (havlama – saldırı) olmalıdır.
Güç : Olası düşmanı durduracak (kurt – hırsız) güçte olmalıdır.
Hız : Olası düşmanı kovalayıp yakalayacak hızda olmalıdır.
Cesaret : En önemli özellik olarak cesareti söyleyebiliriz. Çünkü
cesareti olmayan bir köpek diğer 6 özelliğe sahip olsa da etkili olamaz.
Tüm bu özelliklerin hepsini en yüksek düzeyde Kangal köpeklerinde
bulmamız mümkündür. İşte bu özelliklerinden dolayı Kangal köpekleri
dünya köpekleri arasında hak ettiği değeri ve birinciliğini her zaman
koruyacaktır.
Kökeni
Kangal ilçesine de adını verdiği düşünülen, Orta Asya’dan göç eden
Kanglı (Kangar) Türk boyunun, göç ederken bu köpek ırkını da getirdiği
düşünülür.[1] Orhan Yılmaz, “Kangal Köpeği /
Tarihi-Tanıtımı-Yetiştirilmesi-Islahı” adlı kitabında “Kanglı” Türk
boyunun Orta Asya’dan göç ederken yanlarında üç şeyi getirdikleri;
bunların at, it ve koyun olduğunu söyler. 11 Temmuz 2003’te düzenlenen
I. Uluslararası Kangal Köpeği Sempozyumu’nun sonuç bildirisinde, “büyük
Türk göçleri sırasında Türkistan’dan Anadolu’ya getirilen bir köpek ırkı
olduğu” kabul edilmiştir.[kaynak belirtilmeli]
Kangallar en geç 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı sultanları tarafından
üretilmiş ve samson olarak adlandırılmıştır.[1] Doğan Kartay, hem “Türk
Çoban Köpeği Kangal” kitabında hem de I. Uluslararası Kangal Köpeği
Sempozyumunda sunduğu bildiride, Kangalların, Osmanlı döneminde
Yeniçeriler tarafından hem askeri işlerde hem de savaşlarda
kullanıldığından bahsetmektedir. Kartay’ın bildirisinde, Romalılarda
“aslan” sözcüğünün karşılığı olan “samson” kelimesine atfen kangalları
kullanan birliğe “Samsoncular” denildiğini söylemektedir.
KANGAL ÇOBAN KÖPEĞİ TARİHÇESİ
Kangal çoban köpeği, Anadolu insanının yüzyıllar boyu çobanın yanında
onun sürüsünün kötü niyetli kimselerden ve vahşi hayvanlardan korumuş
bir köpek ırkıdır. Babiller zamanından beri varlığı bilinmektedir. Bu
köpekler savaş köpeği olarak kullanıldığı gibi at ve aslan avında da
kendisinden yararlanılmıştır.
Kökeninin Sivas İli Kangal İlçesinden geldiği tahmin edilmektedir. Buna
rağmen Yozgat, Kayseri, Çorum, Tokat, Erzurum ve Erzincan’da da saf
kanlılarına rastlamak mümkündür. Keza ülkemiz köpek ırklarından Karakaya
ve Kızılkaya gibi isimlerle anılan ve ancak kanlarında Türk çoban
köpeği gibi bir başka yabancı isim taşımayan ırklarımızla melezlerine
ülkemizin her yöresinde rastlamak mümkündür. Ancak birinci derecede saf
Kangal Çoban Köpeğini Sivas veya özellikle Kangal İlçesinde bulmamız
mümkündür.
17. Yüzyılda Evliya Çelebi Seyahatnamesinde aslan kadar kuvvetli olarak
tarif ettiği bu köpeklerden bahsetmektedir. Osmanlı İmparatorluğu
kurucularının bu köpeği beraberlerinde Anadolu’ya getirdikleri ve
Osmanlının Avrupa’ya yayılmasıyla çoğu Avrupa Çoban Köpeğinin de bu
ırktan türediği sanılmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu dönemi arşivlerinde, Kangal köpeklerinden
bahsedilmekte pedigrili yetiştiriciliği yapıldığı bahsedilmektedir.
Kangal Çoban Köpeklerinin bu kadar eskilere dayanan tarihi geçmişten
günümüze kadar ırk özelliğini bozmadan gelebilmesini, geçimini
koyunculuktan sağlayan çiftçilerin en güvenilir dostu olmasına ve Dünya
köpek ırkları arasında kurtlara karşı koyabilen tek köpek ırkı olmasına
bağlanmaktadır. Kangal köpekleri en zor iklim ve çalışma şartlarında
verilen görevi cani pahasına yerine getirirler. Bakım ve beslenme
şartları diğer köpek ırklarına göre daha basit ve ekonomik olması
neslinin devamını sağlamıştır.
Özellikleri
Kangal köpekleri genellikle çoban köpeği olarak nitelendirilirler ancak
bekçi köpeği tanımına daha çok uyarlar. Zira diğer çoban köpeği türleri
sürüyü korumaktan ziyade yönlendirme ve yönetmekte ustadırlar. Kangal
köpeğinin en belirgin özelliği ise sahibine duyduğu aşırı sadakat ve
buna bağlı olarak sahibine ait olduğunu düşündüğü şeyleri korumaya
yönelik kuvvetli içgüdüsüdür. Bu nedenle çok iyi bir dövüşçüdür. Kurt,
çakal gibi yabani hayvanlara karşı çok etkin bir muhafız olmakla beraber
aile fertlerine ve özellikle de çocuklara karşı hiçbir tehdit
oluşturmazlar.
Kangal köpekleri, örnek olarak Namibya’da üstün koruyucu yeteneklere
sahip oldukları için, yaygın bir şekilde yerli çiftçiler tarafından
kulanılırlar.
Evliya Çelebi, Seyahatnâme’sinde kangaldan bahseder. Bu köpeklerin “aslan kadar güçlü” ve cüsseli olduğunu yazar.
IRK ÖZELLİKLERİ
Burun Ağız Yapısı: Ağız burun yapısı kısa küt çene kuvvetlidir. Dişler
sivri ve sağlam, dudakları sarkıktır. Göz, kulak, ağız etrafı ve burun
üstüne kadar siyahtır.
Gözler: Kafatasına göre oldukça küçük yuvarlakça olup altın ve
kahverengi arasında bir renktedir. Göz etrafı siyahtır. Bakışlar canlı
ve asildir.
Kulaklar: Orta boyda üçgen şeklinde, uçları yuvarlak, kafasına yapışık ve sarkıktır.
Kafanın ve Göğüsün Görünümü: Önden bakıldığında aslanı andırır. Kafa iri, güçlü bir boyun ile desteklidir.
Boyun: Hafifçe eğik, güçlü ve adaleli, orta boyda, oldukça ayrık, düz,
kalın kemikli, ayak bilekleri kuvvetli ve uzundur. Ön göğüs arkasına
göre daha geniş ve omuzlar adalelidir.
Gövde: Gövde baştan sonra bir kare şeklindedir. Vücut güçlü, adaleli,
hiçbir zaman şişman değildir. Dirsek hizasına kadar göğüs derin, karin
hafifçe içine çekiktir.
Bacaklar: Bacaklar güçlüdür. Ön bacaklar arka bacaklara göre daha
güçlüdür. Ayaklar iri yapılı, kuvvetli, parmak bombeli ve siyahtır.
Kuyruk: Oldukça yüksek olup, rahat durumda iken düşük ve kıvrık, uyarıldığı zaman sırt üzerinde yüksek ve kıvrıktır.
Vücut Rengi: Bozdan çelik rengine kadar olabilir. Göğüste beyaz bir madalyon bulunabilir.
Post: Sık bir alt post üzerinde kısa ve yoğun bir tüy yapısına sahiptir.
Ağırlık: Erkeklerde 50 – 60 kg , Dişilerde 41 – 59 kg
Bakım
Kangalın, uzun bir yürüyüş veya kısa bir koşu şeklinde, her gün egzersiz
yapmaya gereksinimi vardır.[1] Ilık ila serin hava şartlarında dışarıda
barınabilir. Kürk bakımı ihtiyacı azdır. Haftada bir ölü tüyleri
temizlemek için tımarlanması gerekir.
DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ
Kızgınlık gösterme zamanı: Kızgınlıklar bütün bir yıla yayılmakla
beraber, belli mevsimlerde yoğunlaşmak tadır. Kangal köpeklerinde
kızgınlık daha çok ilkbahar, yaz ve kış mevsiminde görülür. Bu
farklılığın muhtemelen bölgesel iklim ve bakım beslenmeden kaynaklandığı
söylenebilir.
Östrus siklusu süresi: Kangal köpeklerinde östrus siklusu gebeliğin olduğu dönemlerde 180 gün civarındadır.
İlk kızgınlığa ulaşma yaşı: Bu köpek ırkında ilk kızgınlık yaşı 13,8 ay dolayındadır.
Çiftleşme süresi: Ortalama 20 dakikadır.
Kızgınlık gösterme oranı: Bu oran bakım beslenme şartları ile çok etkilendiğinden % 64 ile % 94 arasında değişir.
Gebelik oranı: Gebelik oranı da bakım ve beslenme farklılıklarından dolayı % 64 ile % 94 arasında değişir.
Ortalama yavru sayısı: Kangal köpeklerinde bir doğumda ortalama yavru sayısı 7 – 8 civarındadır.
Ölü doğum oranı: Ölü doğum oranı % 2 ile % 14 arasında değişmekle
beraber, çoklu doğum tipinin artışı ile birlikte ölü doğum oranı da
artmaktadır.
Yaşama gücü oranı: 15. gün ile bir yaş yaşama gücü oranı sırası ile % 85 ile % 75 civarındadır.
Büyüme: Ortalama doğum ağırlığı 550 gr civarındadır. Doğum sayısının
artması ile birlikte doğum ağırlığı azalmaktadır. Cinsiyet, ana yaşı,
doğum yılı ve mevsimi doğum büyüklüğü üzerine etkisi önemlidir. Bir yaş
civarında ortalama ağırlık ise 35 – 40 kg arasındadır. Kangal köpeği
yavrularında canlı ağırlık artışının en yüksek olduğu dönem 6. ay ile 8.
ay – 1 yaş arasında 10,5 kg olarak gerçekleşmiştir. Yavruların 6. ay
sonu ağırlığı 1 yaş canlı ağırlıklarının yarısından fazladır. 8. ay sonu
canlı ağırlıkları ise 1 yaş canlı ağırlığından yaklaşık 6 kg daha
fazladır.
KIZGINLIK BELİRTİLERİ VE ÇİFTLEŞME
DAMIZLIK SEÇİMİ
Dişi damızlık seçimi
– Üstün ırk vasıflarını taşımalıdır.
– Vücut normal gelişimini tamamlamalıdır.
– Vücudu teşkil eden organlar arasında bir uyum olmalıdır.
– En az sekiz adet meme başı bulunmalıdır.
– Yavrulara geçebilecek kalıtsal bir hastalık (kalça displazisi) taşımamalıdır.
– Uysal yapılı ve iyi huylu olmalıdır.
Erkek damızlık seçimi
– Üstün ırk vasıflarını taşımalıdır.
– Baş ve ağzın büyük olmasına dikkat edilmelidir.
– Vücut normal gelişimini tamamlamış ve kuvvetli bir yapıya sahip olmalıdır.
– Yavruya geçebilecek kalıtsal bir kusuru olmamalıdır.
Bir buçuk yaşındaki bir erkek köpek ilk çiftleşme için ideal yaşa gelmiş
sayılır. Bu yaşta erkek Kangal köpeğinin yapısı tam olarak gelişmiştir.
Dişiler için uterusun gerekli büyüklüğe ulaşacağı 2. veya 3. kızışma
dönemine kadar beklenmesi tavsiye edilir. Dişiler yaklaşık 180 günde bir
kızışma dönemine girerler. Cinsel dürtü daima erkek köpekte görülürse
dişinin kızışma döneminde bıraktığı kokulu bir salgı sayesinde harekete
geçer. Verimli bir çiftleşme sağlamak için en uygun zaman 2. haftanın
sonuna doğrudur. Bu sırada dişi köpek kendisine yaklaşan erkek
köpeklerden seçtiğine uygun karşılık verir. Çünkü: Bu sırada ovulasyon
tamamlanmış olur. Çiftleşmeden emin olmak için çiftleşmeyi takip eden 24
ile 48 saat sonra tekrarlamak gerekir. Üreyebilme yaş ilerledikçe
azalır. Önce dişide, sonra erkekte kaybolur.
Çiftleşmeyi köpek yavrularının baharda doğmalarını sağlayacak şekilde
düzenlemek daha iyi olur. Bu durumda gelişme ve sağlıklı büyüme için
uygun hava koşullarından yararlanmak mümkün olur. Güneşli günler,
gerekli yürüyüşler ve erken eğitim için daha uygun olur.
Kızgın hayvan huzursuz olup alışık olmadığı hareketler yapar. Vulva
şişer ve birkaç gün içerisinde bol ve kanlı, özel kokulu vajina akıntısı
başlar. Bu koku erkekleri yüzlerce metre uzaktan etkileyebilecek
niteliktedir.
Çiftleşmede kullanılacak erkek köpeğin diğer köpekler tarafından
yaralanmaması ve istenen köpekten iyi döl alınması için dişi ile beraber
üç gün kapalı bir yere alınması gerekir. Bu süre sonunda gebe kalan
dişi artık erkeği kabul etmez ve uysallaşır.
GEBELİK VE DOĞUM
Gebelik süresi: Kangal köpeklerinde 58 – 63 gün dür. Gebeliğin 5.
haftasından sonra köpeğe ağır ve yorucu görev verilmemelidir. Gebe
köpekler çok soğuk ve sıcaktan korunmalı, koşmalarına ve atlamalarına
izin verilmemelidir. Ayrıca soğuk su, donmuş gıda, ekşimiş ve küflü
gıdalar verilmemelidir. Köpeklere iyi kalitede gıdalar verilmeli fakat
aşırı yağlanmamasına dikkat edilmelidir.
Doğum anı: Dişinin huzursuzluğu, iştah kaybı, vücut ısısının 37 oC ye
düşmesi ve göğüslerinden sarımsı bir sıvının akması doğum anının
yaklaştığını gösteren belirtilerdir. Gebe köpek genellikle çevrede ne
bulursa kullanarak kendine bir çeşit yatak hazırlar.
Doğum anında köpek sancıların etkisiyle inler. Kasılmalar güçlenirken
köpek bir yanına yatar ve vücuduna bakar. Sonunda yavruyu dışarı
bırakır. Genelde doğumlar normal olur. Dişi köpek yavruların içinde
olduğu zarı kendi çabasıyla soyar, göbek bağını keser, yavruların bütün
deliklerini temizler ve hem temizlemek, hem de canlandırmak amacıyla
onları diliyle yalar. Eğer dişi köpek bütün bunları kısa süre içinde
yapmazsa, keseyi açmak, yavruların ağızlarını, burunlarını temizlemek ve
nefes almasını sağlamak size düşer.
Yavrular birkaç dakika ile bir saat arasında değişen düzensiz
aralıklarla gelirler. Köpeğin doğurma çabalarının boşa çıktığı açıkça
anlaşılmadığı sürece telaşa gerek yoktur. Böyle bir durumla
karşılaşıldığında Veteriner hekime başvurulmalıdır. Doğum süresi 8 saat
hatta daha da fazla sürebilir.
Doğumdan sonra dişi köpeğin karnını doyurması normaldir. Olası güç
doğumların önüne geçmek için gebe köpeğin diyeti dengeli olmalı,
egzersiz ve dolaşma yaparak fazla kilo alması engellenmelidir.
Gebelikte ve Doğumda Anaya Gösterilecek Özen
İleri gebelikte hayvan dış parazitler yönünden kontrol edilerek,
gerektiğinde ayıklama yapılmalıdır. Gebelik süresince hayvan fazla gıda
alması için zorlanmamalıdır. Kırkıncı günden önce gıdanın miktarını
arttırmak ender durumlarda gerekli olabilir. Gündelik doyurma işlemi az
miktarlarda, ancak sık aralıklarla yapılmalıdır. Bu sürede gıdaya
kalsiyum eklemekten kaçınmak gerekir.
BESLENME
Gebe ve Laktasyondaki Köpeklerin Beslenmesi
Köpeklerde fötüs, uterus, plesanta ve memelerdeki en büyük gelişme
toplam 9 hafta süren gebeliğin son üç haftasında meydana gelir.
Gebeliğin ilk dört haftasında normal beslenmeye devam edilmeli, 5. ve
60. haftadan itibaren yiyecek miktarı her hafta % 10 düzeyinde
arttırılarak doğum esnasında % 50’ye kadar arttırılmalıdır.
Fazla sayıda yavru taşıyan gebe Kangal köpeklerinde gebeliğin son 7 – 10
gününde iştahsızlık görülebilir. Bu durumda azar azar ve lezzetli
yiyecekler vermek faydalı olabilir. Gebeliğin son üç haftalık döneminde
uterusun büyümesiyle karın hacmi daraldığı için gebe köpekler günde üç
kere beslenmelidir. Gebelik süresince enerji gereksinimi ortalama % 20
artar. Gebelik ve doğum sırasında taze karaciğer, haftada iki – üç defa
15 – 30 g miktarında verilerek; oldukça etkili bir takviye yapılabilir.
Keza protein düzeyinin % 2 – 4 oranında arttırılması yavrularında daha
güçlü olmalarını sağlar.
Anne köpek, doğumu izleyen birkaç gün yemek defekasyon ve işeme
gereksinimleri dışında yavruların yanında olmayı ister. Laktasyon dönemi
ortalama 6 haftadır. Kolostrum (ağız sütü) bir-üç gün salgılanır ve
bunu giderek çoğalan normal süt izler.
Süt salgısı 5. – 6. haftaya kadara artar, sonra azalır. Laktasyon
döneminde normal bir süt verimi için ana optimum düzeyde beslenmelidir.
Gıda alımı doğumdan sonra artarak, doğumdan 3 – 4 hafta sonra maksimuma
ulaşır.
Ergin Köpeklerin Beslenmesi
Ergin Kangal köpekleri günde bir defa hep ayn saatlerde beslenmelidir.
Orta boy bir köpek için yaklaşık 2 kg’lık bir diyet düzenlenir. Böyle
bir diyetin yaklaşık 1/3 ‘ü et, 1/3 ü tahıl ve sebze karışımı 1/3’ü de
su şeklindedir. Diyetin miktarı hayvanın canlı ağırlığına, kondisyonuna
ve yaptığı işe göre ayarlanmalıdır. Örneğin köpek zayıf ise ya da fazla
çalışıyorsa ilave olarak bir miktar süt, 1 yumurta, bir miktar sebze
veya tahıl verilmelidir.
Ergin köpeklerde halk arasında yal denilen arpa ununun sıcak su ile
hamur haline getirilmesiyle elde edilen mamülden günde 2 kg kadar
verilir. Buna ilaveten günde 25 gr. Et, haftada 3 kere haşlanmış ve
fazla sert olmayan kemik verilir.
Köpekler için Yal karma örnekleri
YAVRULARA GÖSTERİLECEK ÖZEN VE BESLENMELERİ
Kangal Köpekleri bir batımda ortalama 7 – 8 adet yavru verirler.
Yavruların gözleri 9. – 13. günde açılır. Kulakları ise 13 – 15 güne
kadar kapalıdır. 10 günlük iken ayakta durabilir, 21. günde ise rahatça
dolaşabilirler. 4. haftadan itibaren önlerine konan sütü içebilirler.
Normal olarak yavrular 3 – 4 haftalık olana kadar anneleri tarafından
beslenir, bu yüzden bu yaştan önce ilave beslenmeye gerek yoktur.
Bununla birlikte ananın sütü yoksa veya yavru sayısı fazla ise eniklere
ilave beslenme uygulanmalıdır. Bu amaçla; inek sütü, krema, yumurta
sarısı, kemik unu ve vitamin takviyesi yapılabilir. Fakat bu işlem
oldukça zahmetlidir. Zira sütün her öğünde taze olarak hazırlanması
gerekir. Bunun yerine ticari yavru köpek mamaları, ılık suda eritilerek
verilebilir.
Yavrular 3 haftalık olduklarında, ana sütüne veya süt ikamelerine
ilaveten çeşitli yiyeceklere alıştırılmaya başlanır. Bu yiyecekler ilk
önce lapa halinde olmalıdır. Ve yavaş yavaş et, karaciğer, kaynatılmış
yumurta ile desteklenmelidir. Ayrıca, ticari yavru mamaları sütle
ıslatılarak verilebilir. Öğle öğününde ise süt verilmeye devam edilir.
Yavru maması miktarı yavaş yavaş çoğaltılarak kuru madde tüketimi arttırılmaya çalışılır, ancak süt miktarı değiştirilmez.
Yavrular 6 haftalıkken sütten kesilir yada analarından ayrılırlar. Ancak
yavrular en az 6 – 7 aylık olana kadar süt verilmeye devam edilmelidir.
Sütten kesme belli aralıklarla analarından uzaklaştırılarak yavaş yavaş
yapılmalıdır. Bu yaştan önce dişler tam olarak gelişmediği için sert
yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
Ölüm, hastalık, emzirme yetersizliği veya ihmal neticesi analarını
ememeyen eniklere, kaynatılmış ve 35 oC ye soğutulmuş su ile % 5 lik
glikoz çözeltisi hazırlanarak; doğumdan sonra bir saat içinde, bir
biberon veya sonda ile 5-10 ml verilir. Bundan yaklaşık iki saat sonra
süt verilir. Böyle durumlarda inek sütü kullanılabilir. Ancak besleyici
değeri köpek sütünden azdır ve sürekli kullanım için uygun değildir.
Bunun yerine Tablo 2’de bileşimi verilen, buzdolabında saklanılarak
içirileceği zaman 30 oC ısıtılan süt ikamesi kullanılabilir. Yavrulara
verilecek süt veya benzeri sıvı miktarları ve öğün sayıları tablo 3’de
verilmiştir.
Yavrular sütten kesildikten sonra sindirilme derecesi ve biyolojik
değeri yüksek protein, yeterli vitamin ve kalsiyum içeren,
kalsiyum-fosfor oranı uygun olan maddelerle beslenmelidir.
Genç köpeklerde 3 aylık olana kadar günde 4 – 5 kere, 3 – 5 ay arasında 3
kere, 5 – 10 ay arasında 2 kere, daha sonra bir veya 2 kere mümkün
olduğunca aynı saatlerde mama verilir. Büyüme çağındaki köpeklere
ihtiyaçlarından fazla mama verilmemelidir. Çünkü çok hızlı büyüme
iskelet bozukluklarına yol açabilir. Bunun için canlı ağırlık artışı
düzenli olarak kontrol edilmeli ve büyüme oranına göre diyet
düzenlenmelidir. Dokuz aylık yavruların günlük mama tüketimleri, ergin
köpeklerinkinden yaklaşık % 10 fazladır. 18 Aylıkken de ergin köpeklerin
tükettiği miktar kadardır.
Yavrular hava cereyanından ve soğuktan korunmalıdır. Çevre sıcaklığı:

Eğer
yavru ememeyecek kadar zayıfsa yumuşak lastikten yapılmış, 3 – 4 mm
çapında bir sondayla verilebilir. Hazırlanan gıda 8 saatte bir verilmeli
ve her beslemeden sonra işeme ve defakasyon için karın ve perineum
bölgelerine masaj yapılmalıdır. Fazla besleme ishale sebep olabilir.
Böyle durumlarda yapay gıda sulandırılmalı ve miktarı azaltılmalıdır.
Yapay beslenen yavrular yaşamın ilk üç haftasında daha az kilo alırlar,
sonraki ağırlık kazanımı normaldir. Anasını emen yavrular bir haftada
iki misli olurken yapay beslenenlerde ikinci haftaya kadar bu gelişme
görülmez.
GÜNLÜK BAKIM
Özellikle dışarıdaki kulübelerde barındırılan, bekçilik gibi görev yapan
köpeklerin, sağlığını korumak için Tımar denilen temizliğin her gün bir
defa uygulanması gerekir.
Tımar için çeşitli fırçalar yapılmıştır. İçlerinde madeni telli olanlar
vardır. Köpeğin tüyleri uzun ve sert ise madeni fırçalar kullanılır.
Fırça önce tüy yatımı tersine, sonra tüy yatımı yönüne olmalıdır. Üzeri
tüm yüzeyi tarayacak şekilde uygulanmalıdır. Fırçalama esnasında kırılan
ve dökülen kıllar, parmak uçları deride bir tarak gibi kullanılarak
temizlenmelidir.
Tüyleri yumuşak ve çok dökülen köpeklerde, parmaklar açık bir durumda,
el suya batırılarak ve ıslak bir şekilde vücut tarakla taranıyormuş gibi
taranarak temizlenmelidir. Keza, bu suyun içine Veteriner Hekimin
tavsiye edebileceği dezenfektan bir madde de katılabilir. Bu el
masajından sonra bütün vücut bir defa fırçalanıp, özel taraklarla
taranmalıdır. Köpeği sık sık yıkayarak temizlemek sağlığı yönünden
zararlıdır. Çünkü köpeklerde deride bir terbezi yoktur. Ancak bol
miktarda yağ bezleri vardır. Yağ bezleri deride yumuşaklık ve tüylere
parlaklık verir. Bol yıkama deriyi kurutur, çatlatır, tüyleri
donuklaştırır, çeşitli deri hastalıklarına zemin hazırlar.
Yıkama işleri Veteriner Hekimin uygun gördüğü hallerde, saf zeytin yağı
ile yapılmış sabunlarla ve ılık suyla yapılmalıdır. Köpek çok
kirlenmemişse ayda bir kez yıkanmalıdır. Yıkama köpeğin kuyruğun- dan
başlar, başına doğru devam eder. Bu sırada kulaklar ve göze sabun
kaçmamasına dikkat edilmelidir. Kulaklar yıkama esnasında pamukla
tıkanmalıdır. Bir köpeğin sağlığı bazı organlarına bakılarak kolayca
anlaşılır.
Gözler: Pembe, sarı görünüşlü ve parlaktır. Akıntı yoktur, bakışlar
canlı ve dikkatli olmalıdır. Gözlerde hastalık bulunmamalıdır (Katarakt
gibi).
Kulak: İç ve kenarları temizdir. Akıntı yoktur, ayrıca kulakta yabancı
maddeler, leke, pire bit ve kene gibi parazitler de bulunmamalıdır.
Ağız: İç kısımları sarı-pembe görünüşte, dil açık kırmızı, ağızda fena bir koku ve dişlerde diş taşı olmamalıdır.
Anüs: Anüs normal bir görünüşte ve temizdir. Pislik ve parazitler görünmez.
Ayaklar: Tırnaklar normal uzunlukta, tırnak araları temiz olup, taban
normal görünümde ve kabuklanma yoktur. Tırnaklar köpeğin normal
yürümesini zorlaştırmayacak ölçüde makasla kısaltılmalıdır.
Vücut: Elle temasta hiçbir bölgede köpek irkilme göstermemelidir. İrkilme gösterince o bölgede anormalliğin olduğu muhakkaktır.
KÖPEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KULLANILAN MALZEMELER
Barınaklar: Barınaklar tek ve toplu yetiştiriciliğe göre farklıdır.
Tek köpek için kulübe şeklinde barınak yapılmalıdır. Bu kulübeler ahşap,
betonarme veya plastik olabilir. Kulübelerin çatı kısmı meyilli olup,
öne doğru çıkıntılı bir bölme olmalıdır. Çatı sac, atermit veya ondülin
ile kapatılmalıdır. Bu kulübeler içi düz, boyalı, çivi çıkıntısı ve
kıymık çıkıntısının olmaması gerekir. Bir köpek kulübesi 1 m uzunluğunda
ve 90 cm yüksekliğinde yapılabilir. Kulübenin içi ve dışı kötü hava
koşullarının çürütücü etkisini ve parazit yuvalarının oluşmasını önlemek
için boyanmalıdır.
Toplu olarak barındırılacak köpekler için, barınakların genelde,
hayvanın soğuk havalarda girebileceği bir bölümünün olması gerekir.
Ayrıca doğum bölmeleri ve çiftleşme bölmelerinin olması gerekir. Bu
bölmeler aynı çatı altında ve birbirine bitişik olarak ortada 2 m’lik
bir koridor olmalıdır. Koridorun sağ ve solunda 3 – 5,5 m ‘lik kulübeler
ve kulübe yüksekliği 2,5 m olmalıdır. Kulübelerin aydınlık olması
gerekir. Kulübelerin önündeki dış gezinti yerlerinin 2,5 x 5 m lik
genişlik ve uzunlukta olup, etrafı köpeğin atlamasını önlemek amacıyla
180-200 cm yükseklikte olması gerekmektedir.
Yemek kabı: Krom-çelikten yapılmış, kalın cidarlı ve 3 lt kapasiteli
olmalıdır. Her yemekten sonra sabunlu su ile iyice yıkanıp, bol su ile
durulanmalıdır.
Su kabı: Bu malzeme paslanmaz çelik veya galvanizli sacdan (beton veya
mermer olabilir) yapılmalıdır. Su kabı en az 15 lt olma lıdır. Her an
temiz tutulmalı ve taze suyla dolu bulundurulmalıdır.
Deri tasma: 75 cm uzunlukta, 3 – 4 cm eninde, 5 mm kalınlığında yumuşak
köseleden yapılmış olmalıdır. Köpeğin boyun çapına göre
ayarlanabilmelidir. Tasma boyuna iki parmak genişliğinde takılmalıdır.
Yani ne kolayca çıkmalı nede boynunu sıkmalıdır. Bu tasma, köpeği
yedekte gezdirmek, bir yere bağlamak veya saldırganlık eğitiminde sevk
kayışı ile birlikte kullanılmalıdır.
Sevk kayışı: Köpeği sevk için kullanılan bir gereçtir. Deriden ve ipten
dokunmuş olanları da vardır. Bir ucunda tasmaya iliştirilmek amacıyla
yerleştirilen bir mandal ve diğer tarafta elin bileğine geçecek bir
şekilde halka bulunur. Normal uzunluğu 150 cm, eni 2 cm, kalınlığı en az
6 – 8 mm olmalıdır.
Bağlama zinciri: Köpeği kulübede veya arazide herhangi bir yere bağlamak
amacıyla kullanılır. Bağlama zinciri mutlaka deri tasma ile
kullanılmalıdır. En az 2 m uzunluğunda olmalıdır. Bu zincirin ucunda,
deri tasmaya bağlanacak bir mandal ve orta kısmında birkaç adet fırdöndü
bulunmalıdır.
Ağızlık: Köpeğin etrafındaki canlılara zarar vermesini önlemek için
kullanılan özel bir gereçtir. Köpeğin toplum içinde gezdirilmesi, araba
içinde nakledilmesi, gerekli sağlık muayenesi ile aşı ve enjeksiyon
uygulamalarında kullanılır. Ağızlığın yapıldığı kayış yumuşak deriden
veya plastikten olmalıdır.
Tarak: Paslanmaz çelikten yapılmış ve dişler arasında bir milimetredir.
Fırça: Sert plastikten veya hafif metalden yapılmış, çeşitli sertlik dereceleri olan gereçlerdir.
Mandal: Deri veya bez sevk kayışları ile bağlama zincirlerini birbirine
bağlamaya yarar. Mümkün olduğu kadar kuvvetli mandallar tercih
edilmelidir.
KANGAL KÖPEĞİNİN KURT BOĞMASI
Kangal köpekleri topluca kurt boğdukları gibi tek başlarına da kurt
boğabilirler. Eğer köpek tek başına kurt boğmuşsa günlerce yerinde
kalkamaz. Zira hem yaralı olur hem de gösterdiği üstün efordan dolayı
aşırı yorgun olur. Yarasının çoğu tırnak yarasıdır. Kurdu boğmak için
altına aldığında yaraların çoğu karın bölgesindedir. Kurt arka ayağının
tırnaklarıyla üstündeki köpeği kaldırıp atmaya çalışırken yaralar.
Kurdun arka ayak kasları çok kuvvetlidir. Kurdun açmış olduğu diş yarası
ise bıçakla kesilmiş gibidir.
Kangal köpeği kurdu çok süratli kovalar ve yetiştiği zaman bazen yan
taraftan süratli döş vurur, bazen de rast gele arkadan da çarpar. Bu
çarpışma sırasında haliyle kurtta köpekte yıkılır. Sonra her ikisi
birden kalkmaya çalışır. Eğer köpek kurttan evvel kalkarsa, hemen kurdun
boğazından tutar ve ölünceye kadar bırakmaz. Fakat kurt daha evvel
kalkarsa bu kovalamaca devam eder. Eğer köpek iki veya daha fazla ise
kurt kalkmadan köpeğin öbür eşleri kurdu boğarlar.
Bu köpekler kurdun ölüsüne kulağını dayayarak dinler ve en ufak bir
harekette yeniden boğarlar. Bu anda köpeklerin sahibi dahi gelse o
hırsla hücum edip kurdun ölüsünün yanına yaklaştırmazlar.
Bu olaydan birkaç saat sonra köpekler uysallaşırlar ve boğazlarına kaçan
kurdun kılları dolayısıyla öksürmeye başlarlar. Bunun için köpeklere
hemen bir koyun kesilir ve koyunun kuyruğu yedirilir.
Böyle bir olaya tanıklık etmek ve böyle bir köpeğe sahip olmak sahibi için övünç kaynağıdır.
NASIL TEMİN EDEBİLİRSİNİZ?
Kangal Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği bünyesindeki üretim
çiftliğinden veteriner hekim tarafından kontrolü ve aşıları yapılmış
sertifikalı yavru kangal çoban köpeklerini temin edebilirsiniz.
Başvuru Adresi ve Telefonlar
Adres : Kangal Kaymakamlığı Kangal / SİVAS
Tel : 0 346 457 10 01
Faks : 0 346 457 25 65
Kangal Köpeği Çiftliği ve İrtibat
Büro : 0 346 457 15 36
Çiftlik : 0 346 457 26 56
Faks : 0 346 457 17 66
Sivas Kangal Köpeği/Yavrusu Resimleri/Fotoğrafları
Sivas Kangal Çoban Köpeği Resimleri – Sivas Kangalı Resimleri – Sivas
Kangalı Yavrusu Resimleri- Sivas Kangalı Resimleri – Kangal Çoban Köpeği
Resimleri, Karabaş Resimleri