
Beyin Gücü Nedir – Beyin Gücü Nasıl Geliştirilir?
Beyin gücü nasıl
geliştirilir?, beyin gücü nedir, beyin gücünü kullanma, beyin gücü,
beyin gücü düşünce gücü, düşünce gücü, beyni hükmetme, hipnoz,
telekinezi, pozitif düşünce, negatif düşünce, beyin gücü hareketleri,
Daha anlayışlı bir şekilde konuşmak, hesapları hızla yapabilmek,
çocuğunuzun verdiği cevabın arkasında ne olduğunu hemen anlayabilmek ve
ona göre davranabilmek… Küçük de olsa, bu ayrıntıların hayatımızı
değiştirebileceğini unutmayın. Bunun içinde beyninize yaptıracağınız
ufak egzersizler yeterli olacak. Bir de yediklerinize biraz dikkat
etmeniz gerekiyor. Beynin ihtiyacı olan besinlerin başında makarna,
pirinç, patates ve ekmek gibi karbonhidratlar geldiğini unutmayın .
Dünyanın IQ’su en yüksek insanı, 228 puan ile Guinness rekorlar kitabına
giren Marilyn Vos Savant. Bunu nasıl başardığını ‘‘Beyin Jimnastiği:
Beynin Gücünü Artırmak ve 12 Haftada IQ’nuzu Geliştirmek’’ adını verdiği
kitapta anlatıyor. Savant, ‘‘Beyin jimnastiği aklınızın sınırsız
kapasitesini öğrenmenizde, günlük hayatta karşılaştığınız problemleri
çözmenizde, etrafınızdaki kişilerle iyi ilişkiler kurmanızda yardımcı
olacak’’ diyor. İşte beyninizi geliştirmek için uygulayabileceğiniz
programın başlıca etapları:
Daha zeki olmak için neler yemeli?
Beyin daha iyi çalışmak için 100 milyar hücresini besleyebilen yakıta
ihtiyaç duyuyor. Bunun için de doğru diyeti uygulamak gerekiyor. Beynin
ihtiyacı olan besinlerin başında karbonhidratlar geliyor; makarna,
pirinç, patates ve ekmek. Bitkisel yağlarda ve yumurtanın sarısında
bulunan E vitamini, magnezyum, çilek, domates ve sebzelerdeki C
vitamini, bira mayasında karşılaşacağınız B1 vitamini, ıspanak ve
muzdaki B6 vitamini, ayrıca D vitamini, kalsiyum bu yakıtı oluşturan
başlıca maddeler.
Kelime dağarcığınızı hergün biraz daha geliştirin
Günlük hayatta karşılaştığınız her kelimenin tam karşılığını biliyor
musunuz? Bu soruya kesin olarak cevap veremiyorsanız kısıtlı bir sözlük
bilgisine sahipsiniz demektir. Halbuki insanlarla ilişkilerinizi belli
bir düzeyde tutmak ve anlaşabilmek için geniş bir sözlük bilgisine sahip
olmalısınız. Toplumun büyük bir kısmı günlük hayatta 6 bin kelime
kullanıyor. Bu sayı içinde tekrarlar da bulunuyor. Aşağıda sözlük
bilginizi genişletmek için birkaç öneri bulacaksınız:
– Yeni duyduğunuz ya da okuduğunuz kelimelerin tam anlamlarını öğrenmek için sözlüğe bakın
– Karşınızdaki kişi bilmediğiniz bir terim ya da deyim kullandığında ona anlamını sormaktan çekinmeyin
– Argo kelimeleri kullanmaktan kaçının, konuşurken anlamlı ve kesin kelimeler seçin.
Hesap işlerinde samimi olun
12 bölü 1/2 kaç ediyor? Eğer bu soruya cevap veremiyorsanız (ki sonuç 24
ediyor) hesap konusunda egzersiz yapmanız gerekiyor demektir. Matematik
konusunda pratik olmak düşünceleri daha iyi kavrayabilmenizi, doğru
kararlar alabilmenizi sağlıyor. Bunun için aşağıdaki tavsiyelere
uyabilirsiniz:
– Rakamları hiçbir zaman düşman gibi görmeyin, matematik soyut bir
kavram değildir, her rakam belli bir niceliğe sahip ve bu nicelik
üzerine düşünmek gerekiyor
– Matematiğin sizi eğlendireceğini unutmayın, öğretmenlerle olan sorunlarınızı matematiğin üzerine atmayın;
– Beyninizi kullanmayı öğrenin hesapları aklınızdan yapın, özellikle küçük işlemler için hesap makinası kulanmaktan kaçının.
Mantığınıza güvenin
Mantık, problemleri analiz etmede ve çözüme ulaşmada size yardımcı
olacak. Mantığınızı geliştirmek ve kullanabilmek içinse
yapabilecekleriniz şunlar:
– Problemler karşısında aklınızı kullanmaya, sakin olup, çözüm için en
iyi yolu bulmaya çalışın. Annenizin, arkadaşlarınızın ya da eşinizin
olaya karışmasına izin vermeyin
– Eleştirel olmayı öğrenin, toplumun yüzde 50’sinin hükümetten memnun
olduğunu duyduğunuzda geri kalan yüzde 50’nin de memnun olmadığını
açıkça söyleyin
– Kişilerin söylediklerine körü körüne inanmayın, dışarda yağmur yağıyor
cümlesini duyduktan sonra, yanınıza şemsiye almadan önce bir kere de
pencereden kendiniz bakın.
Gözlem ruhunuzu geliştirin
Bir inek ile bir ananas arasındaki ortak özellik nedir? Bu soruya hiçbir
cevap bulamıyorsanız gözlemlerinize güvenmemelisiniz demektir. Çünkü bu
sorunun birçok cevabı bulunabilir, en azından ikisinin de birer canlı
oldukları söylenebilir. Gözlem gücünüzü geliştirmek için:
– Çevrenizdeki eşyalara ya da canlılara dikkatle bakın, yaşanmış olaylardan da yararlanabilirsiniz
– Testleri çözün
– Günlük hayatta karşılaştığınız reklam panolarına eleştirel gözle
yaklaşın, hedefe ulaşmak için kullanılmış araçlara dikkat edin.
Konsantrasyon oranını arttırın
Konsantrasyonunuzu ve dikkatinizi geliştirmek için aşağıdaki yollara başvurabilirsiniz:
– Her seferinde bir tek iş yapın
– Fazla zaman istemeyen işlerinizi çabucak yapın, böylece daha önemli işlerinize vakit ayırabilirsiniz
– Televizyonu kapatın, televizyon ritmi dikatinizin dağılmasını sağlayacak
– Yaptığınız işlerde sona ulaşmayı başarın, başladığınız işleri yarım
bırakmak, özellikle de hiçbir neden yokken, zaman kaybından başka birşey
değil.
Zihinsel zekâ; okuma, öğrenme, araştırma yapma ve yazı yazmak gibi zihinsel etkinliklerle geliştirilir.
Öğrenmemek, zihni nadasa bırakmaktır.
İnsan hafızası da beslenmeye ve güçlendirilmeye muhtaçtır.
İşleyen demir ışıldır, atasözü beyin ve hafıza için de geçerlidir.
Zihin ve hafıza kasları; vücut kaslarına benzer.
Spor yapanların vücut kasları nasıl güçleniyorsa öğrenenlerin de hafıza
ve zihinleri güçlenir. Spor yapmayanların vücut kasları nasıl zayıplar
ve güçsüz kalırsa öğrenmeyenlerin de beyin kasları güçsüz kalır.
Bir bütün olan beynin yansını yoğun olarak kullanıp diğer yarısını ihmal
eden insanların performanslarında yetersizlikler, kusurlar görülür.
Fakat, diğer yarının da geliştirilmesi, son derece ilginç, harika
sonuçları beraberinde getirir. İki lobun birlikte çalışmasıyla 1**1=2
şeklinde aritmetik bir artış olmaz; verim kat be kat artar.
TABLOYA BAKIN ve RENKLERİ SÖYLEYİN! KELİMELERİ DEĞİL…
SARI MAVİ TURUNCU SİYAH YEŞİL KIRMIZI MOR YEŞİL MAVİ
YEŞİL MAVİ SİYAH
YEŞİL SARI MOR
Neden zorlanıyorsunuz?
“Sağ ve Sol Beyin Çakışması!”
Sağ beyniniz rengi söylemeye çalışırken, sol beyniniz otomatik olarak onları okumaya çalışıyor.
Beynin İki Yarısı
Bir bütün olan beynin yansını yoğun olarak kullanıp diğer yarısını ihmal
eden insanların performanslarında yetersizlikler, kusurlar görülür.
Fakat, diğer yarının da geliştirilmesi, son derece ilginç, harika
sonuçları beraberinde getirir. İki lobun birlikte çalışmasıyla 1**1=2
şeklinde aritmetik bir artış olmaz; verim kat be kat artar…
Bir örnek verecek olursak; futbol dünyasında sağ ayağını ya da sol
ayağını çok iyi kullanan futbolcular var. Örneğin, her iki ayağını da
son derece iyi kullanan Hagi´nin futbol dünyasındaki yeri çok farklı,
değil mi?
Çocuklar, beynin iki yansını beraber kullandıkları halde, onlara hayâl
gücü ve hafıza gibi sağ beyin fonksiyonlarıyla ilgili eğitimden çok,
mantık ve ezbere dayanan eğitim verilmesi sonucunda bu yetenekleri büyük
ölçüde yok olmaktadır.
SAĞ BEYNİN ÖNEMİ
Klâsik eğitim sisteminde daha çok sol lob ağırlıklı akademik bilgilere
prim verilmekte, sağ lobun faaliyetleri ise maalesef ihmal edilmektedir.
Beynin, farklı fonksiyonlara sahip iki lobu olduğu keşfedilen günümüzde,
eğitim sistemi hâlâ sadece beynin mantık, matematik, analiz, konuşma,
yazma, listeleme gibi fonksiyonları olan sol lobunu kullanmaya devam
etmektedir.
Oysa, gelişen bilimin ışığında, mantık ağırlıklı sol lobla beraber,
hayâl gücü, renk, şekil, ritim, bütünü görme gibi fonksiyonları olan
sezgisel, üretken sağ lob da kullanılsa, insanların üretkenlik
potansiyellerinin kat kat artacağı aşikârdır.
Zaten, tarihte büyük sıçramalar yapan insanlar da, bilerek ya da
bilmeyerek, beynin her iki lobunu da birlikte kullanan insanlardır.
Mantığın âdeta tek başına gittiği yerle, sezgi, hayâl ve renklerle el ele gittiği yer bir olur mu?
Sağ lobun da devreye sokulması, insana aynı zamanda duyusal keskinlik
kazandırmakta, hedefini sürekli ve herşeyiyle canlı tutan o insana
müthiş bir motivasyon kazandırmaktadır.
Bilgisayarların bile matematik ve mantık işlemlerini yapabildiği
günümüzde, bunlardan daha önemli bir özellik çıkıyor karşımıza: Üretken
düşünce, üretken zekâ.
Hayâl gücü, yeni fikirler oluşturma, orijinalite gibi değerler, insan
zihninin üretkenliğini ortaya koyar. Bilgi dünyasına uçtuğumuz günümüzde
asıl fark, işte bu noktadadır. Yâni, geleceğin başarılı insanları,
üretken zekâya, hayâl gücüne, esnekliğe ve güçlü vizyona sahip insanlar
olacaktır.
sistemi ise, bu hedefe ulaştırmak bir yana, insanları yalnızca sol lobun fonksiyonları içine âdeta hapsetmektedir.
İlkokul birinci sınıf öğrencilerinin resimleri incelendiğinde, her
birinde orijinalite ve üretkenliğin izleri açıkça görülmektedir. Aynı
öğrenciler dördüncü sınıfa geldiklerinde ise, tek düzeliğin ve kendini
birilerine beğendirme arzularının yoğunlaştığı, elma şekerine benzer,
tek tip ağaçlar, tek tip evler, aynı tür insan resimlerinin ortaya
çıktığı görülmektedir.
Okul öncesi çocuklar daha çok renkler ve görüntülerle düşünmek gibi, dış
etkilere daha açık ve çok farklı fantezilere sahiptir. Fakat, okulda bu
özellikler bastırılınca, sol beyin, sağ beynin de bazı fonksiyonlarını
yüklenmek zorunda kalıyor ve aşırı derecede zorlanıyor. Bu arada, zayıf
kalan sağ beyin hırçınlaşınca, çocuklarda birtakım ruhsal dengesizlikler
de görülebiliyor.
Aynı zamanda, bu tek yönlü, yâni yanlış ve aşırı bilgi yüklenmesi
sonucunda beyinler köreliyor, çocuklarda üretkenlik, merak ve öğrenme
istekleri yok oluyor.
Bu çocuklar büyüdüklerinde, özellikle sağ beynin gerekli olduğu durumlarda dâima başarısız oluyorlar.
DENGELİ KULLANIMININ SONUÇLARI
Prof. Orstein, iki beyin işbirliği içinde çalıştığı zaman, genel yetenek
ve etkide çok büyük artış olduğunu ortaya koydu. Çünkü, beynimiz,
standard matematikten farklı bir şekilde çalışıyor; sağ ve sol beyin
birlikte çalıştığı zaman, iki kat değil, beş-on kat daha etkili sonuçlar
ortaya çıkıyordu.
Buraya kadar söylediklerimizin ışığında, artık şunları rahatlıkla
söyleyebiliriz: Belirli konularda gerçek anlamda uzmanlaşmak, ancak bu
iki beynin işbirliği ile mümkün olabilir.
Tarihteki bütün dehâlar, büyük buluş yapanlar, üstün kişiler, hep
beyninin iki yarısını da mükemmel bir işbirliği içinde kullanan
kimselerdir.
Örneğin Fatih Sultan Mehmet, İstanbul´u almak için gerekli bütün
planları, hazırlıkları yaptı, uygulamaya geçti. Bunlar için daha çok,
beyninin mantık ağırlıklı sol lobunu kullandı. Fakat, Bizanslılar´ın
Haliç´e zincir gerip Osmanlı gemilerinin önünü kesmeleri üzerine hemen
sezgi ağırlıklı sağ lob evreye girdi ve tarihte ilk defa, gemiler karada
yürütülerek, bir gecede Kasımpaşa´dan Haliç´e indirildi. Sonuç malum.
Evet, dünyamızdaki karmaşa ve problemleri çözmek için, beynimizin iki yarısını birlikte kullanmamız gerekiyor.
Özellikle karmaşık sorunların çözümünde, geniş ve uzun vadeli olabilecek
kararlarda sağlıklı sonuçlara ulaşabilmek için, beynin her iki yanının
işbirliği içinde çalışması şarttır.
Öğrenilen bilgilerin, geçici bir ezber olarak kalmayıp kalıcı hafızada
dosyalanması ve ömür boyu kullanılabilmesi, her iki beynin de öğrenme
işine aktif olarak katılmasıyla mümkündür.
Beynimizdeki zincirleri kırıp, beynimizi tutsaklıktan kurtarıp, orada
uyuyan dâhiyi uyandırmak için yapmamız gereken en önemli şeylerden biri,
ciddi bir hafıza eğitimiyle fotoğrafik bir belleğe sahip olmaktır.
Temel hafıza tekniklerini öğrenip kullandığınızda,
* Sadece hafızanız güçlenmekle kalmayacak, üretkenliğiniz de müthiş bir şekilde artacaktır.
* Bilgiyi öğrenme hızınız artacak, zihinsel fonksiyonlarınız güçlenecektir.
* Sağ ve sol beyinleriniz arasından müthiş ve dinamik bir potansiyel ortaya çıkacaktır.
* Elbette ki, bütün bunlar, iş ve sosyal yaşantınızdaki problemlerin çözümüne büyük katkılar sağlayacaktır.
alıntıdır