
Sosyal Düşünme Becerisi
Çocuklar doğdukları andan itibaren sürekli bir fiziksel, zihinsel ve
psikolojik gelişim içindedir.Anne babalar, yetişkinler çocukların
doğumlarından itibaren tüm gelişim alanları ile birebir ilgilenirken,
sosyal becerilerinin de önemli olduğunu ancak belirli bir yaşa geldikten
sonra fark etmeye başlarız. Başkaları ile iletişim pek çok çocuğun
keyifle yaptığı bir iş iken, bazı çocuklar için ilişki kurma ve ilişkiyi
sürdürme son derece karmaşık ve zor bir iştir.
Özellikle okul hayatında çocukların kendilerini saklaması imkansızdır.
Okula devam eden bir öğrenci iseniz, diğer çocuklar tarafından sürekli
olarak gözlenir ve test edilirsiniz. Bu gözlemler sonucunda sizi sevip
sevmemeye, hayran olup olmamaya, arkadaşlık kurup kurmamaya karar
verilir. Anlaşabileceğiniz arkadaşlar tarafından kabul görür ve
sevilirseniz okul sizin için çok eğlenceli bir hale gelir.
Bazıları için bu çok kolaydır. Popülerlik oyununu nasıl oynayacaklarını
bilirler ve ustaca oynarlar. Ancak bazı çocuklar için okulun
gerektirdiği sosyal beceriler büyük bir sorun teşkil eder. İyi ilişkiler
kuramazlar ve çoğunlukla aldıkları sosyal yaralar yüzünden acı
çekerler. Sosyal baskı akademik baskıdan daha zorlayıcıdır.
Sosyal beceri sorunu yaşaya çocuklar hakkında sıkla söylenen ifadeler şunlardır:
Hiçbir arkadaşının doğum gününe davet edilmiyor
Ben bu yaşta iken telefonlar susmazdı ama onu kimse aramıyor
Arkadaşları ona ezik adını takmışlar, çok üzülüyor
O kadar dalgacı ve kaba ki onun diline düşmemek için kimse ona bulaşmıyor ve arkadaşlık etmiyor
Patavatsızın teki
O kadar kendini beğenmiş ki, sürekli övünüyor. Onunla birlikte olmak çok sıkıcı
Ne zaman yanımıza gelse, bir bahane bulup uzaklaşıyoruz
Her şakasının sonu kavga ile bitiyor
Çok sıkıcı biri
EZGİNİN HİKAYESİ
Ezgi artık alay edilmeye alışmıştı. Herkes ona Ezik Ezgi diyordu. Çok
utangaçtı. Konuşurken sesi bile işitilmiyordu. Silik ve renksiz olduğunu
o da farkında idi ama bunu değiştiremiyordu. Varlığı ile yokluğu belli
bile olmuyordu. Kimse onu doğum günü partisine davet etmediği halde , o
kendi doğum gününe tüm sınıfı davet etmişti. Ama sadece bir arkadaşı
gelmişti. O da annesinin zoru ile.
Son haftalarda okuldan oldukça mutsuz bir şekilde dönmeye başlamıştı.
Çünkü sınıfın en popüler dört kızı onunla dalga geçmeyi eğlence haline
getirmişlerdi. En son çıkardıkları dedikodu onu çok utandırmıştı.
Sınıfın en yakışıklı çocuğu olan Murat a yazılmış bir aşk mektubunu tüm
sınıfa dağıtıp, bu mektubu Ezik Ezginin yazdığını söylemişlerdi. Murat
da Ezgi ile dalga geçmişti. Tüm bu olanlar karşısında Ezgi kendini
savunmaya çalışsa da kimse onu dinlememişti bile
Öğretmene de
söyleyememişti. Çünkü kızlar bunu öğretmene ispiyonladığın taktirde
başına geleceklerden sen sorumlusun diyerek onu tehdit etmişlerdi.
Oldukça başarılı bir öğrenci olmasına karşın popüler olmayı bir türlü
beceremiyordu. İyi notlar aldığında da inek dedikleri için çok
üzülüyor ve en iyi notu almamaya çalışıyordu.
Diğer kızların ortak ilgi alanları onu hiç ilgilendirmiyordu. Şık
giysiler, Akmerkez turları, yakışıklı oğlanlar, aşk filmleri,
dedikodular, ev partileri ona göre değildi. O daha çok denizaltı
dünyası, böcek koleksiyonu ve web sitesi tasarımı gibi konular hakkında
konuşmak istiyordu.
Birkaç kez annesinin yakın arkadaşı Suzan Hanım kızı Özgeye çok ısrar
ettiği için Özgenin Pijama partisine davet edilmiş ve heyecanla
gitmişti. Ama sonuç tam bir hayal kırıklığı olmuştu. Nerede, ne zaman,
nasıl konuşacağını bilemediği için sürekli potlar kırmış, yersiz şakalar
yapmış ve konuşulan konulara ayak uyduramayıp sık sık komik duruma
düşmüştü.
Kendisinin neden sevilmediği hakkında hiçbir fikri olmayan Ezgi bu sorunu nasıl çözeceğini bilemiyordu.
On iki yaşına gelmişti ve hala yalnızdı. Anne ve babası da Ezginin
durumunu farkında idiler. Önceleri bunun gelip geçici bir durum olduğunu
düşünerek çok üzerinde durmamışlar ve yıllar böylece akıp gitmişti. Son
haftalarda iyice mutsuz bir genç kız haline dönüşen Ezgi için artık
endişelenmeye başlamışlar ve bir psikologdan danışmanlık almaya karar
vermişlerdi.
SOSYAL BAŞARININ ÜÇ ALTIN ANAHTARI
Sosyal başarı için üç sıradan ama önemli iş vardır: Arkadaş edinmek, popüler olmak, politik olmak.
1. Arkadaş edinme; Arkadaşlık yakın olma, paylaşma ve karşılıklı destek
gerektirir. Bazıları derin ve duygu paylaşımı olan güçlü arkadaşlıklar
kurar. Bazıları ise daha sosyal amaçlı, yüzeysel ama eğlenceli
arkadaşlıkları tercih eder. Yakın bir arkadaş özgüven eksikliği ve
yalnızlık için müthiş bir sigortadır.
2. Popüler olma; Popüler olmak diğerleri tarafından ne kadar saygı
duyulduğunuz ve beğenildiğiniz ile ilgilidir. Bazı çocuklar popülerdir
ama güçlü arkadaşlıkları yoktur. Yüzeysel ilişkiler kursalar da
kendilerini sevdirmeyi bilirler. Olumlu bir şöhret pek çok çocuğun can
attığı bir şeydir. Popüler çocuklar genellikle doğru zamanlarda doğru
şeyler yapmayı çok iyi bilirler. Çocuklar arasındaki popülarite şu
şekilde alt gruplara ayrılabilir.
Akranlarının tümü tarafından sevilen Popüler Çocuklar.
Bazı gruplar tarafından sevilirken, bazıları tarafından da hoşlanılmayan Tartışmalı Çocuklar.
Okulda çok tanınmayan ama sosyal olarak kabul gören İyi Huylu Çocuklar.
Kimse tarafından fark edilmeyen İhmal Edilen Çocuklar.
Ciddi biçimde dışlanan, kaba davranışlara maruz kalan, alay edilen Reddedilen Çocuklar.
Popüler olmak çoğunlukla arzu edilen bir sosyal konumdur. Ancak bazı
çocuklar o kadar popülerdir ki, arkadaşlıklar ve olaylar o kadar
çekicidir ki, akademik yaşantıları çok geri planda kalır ve okul
başarısızlığı başlar. Bazıları ise popüler olmak uğruna arkadaşlarına o
denli önem verirler ki onların yadırgayabilme ihtimali olan hiçbir şeyi
yapmayarak ve tamamen onların beğenilerine göre hareket ederek, onların
kopyası olmaktan öteye gidemezler.
Oysa çocukların pek çoğunun kendilerine özgü önemli özellikleri ve
kaliteleri vardır ve bunlar bazen arkadaşlıkların hatırına kaybolup
giderler. Bu değerlerden Ya arkadaşlarım tuhaf karşılarsa ya da Ya
beğenmezlerse diyerek vazgeçmek uzun vadede önemli bir kayıptır.
Aslında uğruna kendi değerlerinden ödün verecek derecede popülerliği ve
tamamen yalnız ve mutsuz olmayı aşırı uçlar olarak kabul edersek, bu iki
nokta arasında kendi kişilik yapımıza en uygun noktayı seçerek, sosyal
dengeyi sağlamak en doğrusudur.
3. Politik olma; Bazı çocuklar çok politiktir. Kendilerine yardımı
dokunacak veya zarar verecek kişileri hemen sezinleyerek ona göre
davranırlar. İlgi göstermeyi, iltifat etmeyi bilirler. Okulda
öğretmenlerin değerlendiren konumunda olduğunu fark eden pek çok çocuk
onlarla pozitif bir etkileşim içine girerler. Onların gözüne girmeyi
başarırlar. Bazıları ise tüm bunların yağcılık olduğunu iddia ederek
yetişkinlerle veya kendilerinden daha nüfuzlu kişi veya çocuklarla iyi
bir etkileşim kuramazlar. Önemli olan kişiliğinizden ve dürüstlüğünüzden
ödün vermeden becerikli politikacılar olabilmektir.
Sosyal Başarı İçin Gerekli Beceriler:
1. İlişkiyi Başlatmak:
İlişkiyi başlatmak için karşımızdaki kişiden gelen sinyalleri göz ardı
etmemeliyiz. Öncelikle karşımızdaki kişiyi çok iyi izlemeli ve
söylediklerini, duygularını ve bakış açısını kavramaya çalışmalıyız.
İlişkiyi başlatmanın bir başka yolu da çok açık sözlü ve direkt
olmamaktır. Fazla direkt ve açık yaklaşımlar pek çok durumda işlemez.
Yavaş ve temkinli hareket yeni tanışmalarda daha işe yarar bir
tutumdur.Örneğin; Ne hoş bir çocuksun, haydi artık benim en yakın
arkadaşım ol demek yerine, Yarın birkaç arkadaş sinemaya gideceğiz,
sen de bize katılmak ister misin? tarzında bir yaklaşım daha olumlu
sonuçlanacaktır.
Biri ile yeni tanıştığınızda ona yıllardır tanışıyormuşsunuz gibi
davranamazsınız. Örneğin; ona tüm sırlarınızı veremezsiniz, ağır şakalar
yapamazsınız. Acele ederseniz karşıdaki kişi tarafından
yadırganırsınız.
Biri ile arkadaş olmak istiyorsanız ilgi alanlarınızın bir miktar
çakışması gerekir. Bu nedenle karşımızdaki kişinin ilgi alanlarını
anlamaya çalışıp, size uyup uymadığını test etmek yeni ilişkiler için
gereklidir. Böylece sizin için doğru bir arkadaş olup olmadığı hakkında
fikriniz olur.
2. İlişkiyi Sürdürmek:
İlişkiyi başlatabilirsiniz ama sürdürmek de emek ister. Arkadaşlarınızın
size hangi zamanda ve ne konuda ihtiyacı olduğunu düşünmelisiniz.
Birkaç kişi bir araya gelince anlaşmazlıklar ve tartışmalar
kaçınılmazdır. Önemli olan bu doğal anlaşmazlıklarla nasıl baş
ettiğinizdir. Problem karşısında konuşabilir, birbirinize karşı dürüst
olabilir, duygularınızı paylaşabilir ve gerekli değişiklikleri
yapabilirseniz arkadaşlığınıza zarar vermeden problemi çözebilirsiniz.
Ancak anlaşmazlık karşısında bağırıp çağırır, eleştirir, kinlenir ve
fiziksel saldırıda bulunursanız arkadaşlığınız tamir edilemez yaralar
alabilir.
3. Sosyal Sinyalleri Doğru Yakalama, Kullanma ve Manevra Yapabilme:
İlişkide bulunduğunuz kişilerden size pek çok sinyal gelir. Bu
sinyallerin önemli olanlarını ayırt edebilen ve yakalayabilen bir
anteniniz varsa şanslısınız. Sinyaller bize ilişkiyi nasıl
sürdürebileceğimiz ile ilgili çok değerli bilgiler verir. Sinyallerin
bir kısmını karşınızdaki kişinin yüz ifadelerinden çıkarabilirsiniz.
İfadelerdeki küçük ipuçları bize karşımızdaki kişilerin duyguları
hakkında bilgi verir. Sosyal beceri sorunu olan bazı çocuklar yüz
ifadelerini okuyamaz. Aynı zamanda sözel ifadeler, tonlamalar, beden
dili de bizlere önemli sinyaller gönderen değerli kaynaklardır. İyi
izleme ve dinleme gerektiren bu beceride dikkat sorunu olan bazı
çocuklar da zorlanırlar.
Bazı durumlarda hatanızı farkına varıp, ustaca bir manevra yapmanız
gerekebilir. Kimi çocuklar bu konuda ustadır. Söylediklerinin garip
kaçtığını farkına varır varmaz sadece şaka yapmıştım gibi yeni bir
söylemle ortamı yumuşatıverirler veya birini kızdırdıklarını fark
ettiklerinde en uygun anda hemen özür dileyebilirler.
Nasıl Algılandığımız İle İlgilenme: Çevremize verdiğimiz imaj önemlidir.
Bazı çocukların iyi bir imajı vardır ve bunu sürdürebilirler.
Kendilerini satma yetenekleri yüksektir. Bu konuda aşırı uçlarda
davranan çocuklar da olabilir. Bazıları aşırı derecede gösteriş
yaparlar, övünürler ve caka satarlar. Sürekli olarak nasıl
algılandıkları ile ilgilendikleri için başkalarına göre yaşar hale
gelirler. Kendilerine has özelliklerini kaybederler. Bazıları ise çok
silik ve iddiasızdır. Nasıl göründükleri ve algılandıkları ile hiç
ilgilenmezler. Bu konuda dengede durmak önemli bir beceri ister.
4. Sosyal Dili Kullanabilmek ve Takip Edebilmek:
Sosyal dil eğitim dilinden çok farklıdır. Eğitim dilinde başarılı olan
pek çok kişi sosyal dilde başarısız olabilir.Konuşma tarzımız çok
önemlidir. Aşırı derecede övünen, düşmanca, alaysı, monolog halindeki
konuşma stilleri çevremizdeki kişileri rahatsız eder ve uzaklaştırır.
Moda Kelimeleri Bilmek: Her dönemin moda kelimeleri ve söylemleri
vardır. Bunlar dönem dönem yenilenir. Örneğin: ezik, dehşet bir şey,
karizmatik, cool, dinozor, gıcık, kıro, yamuk, kolpalama,
tiki, kal geldi gibi söylemler yıldan yıla, şehirden şehire
farklılıklar gösterebilir. Çocuklar ve gençler arasındaki bu özel dili
yetişkinler çoğu kez tam olarak anlayamaz. Bu özel dili doğru olarak
kullanamayan çocuklar akran sohbetlerine ayak uyduramayabilirler.
Duygu İfadesi: Kelimeleri, cümleleri ve yüz ifadelerimizi duygularımızın
anlaşılmasına izin verecek şekilde kullanabilmeliyiz. Aslında üzgünsek
ama sesimizin tonlaması kızgın gibi çıkıyorsa karşımızdaki kişi bizi
yanlış anlayacaktır. Veya kızdığımız bir olay karşısında gülüyorsak,
anlaşılmamız zor olabilir. Duygularımızı kelimelere ve ifade şeklimize
doğru yerleştirebilmek önemli bir beceridir.
Vites Değiştirebilme: Kiminle, nerede konuştuğunuza bağlı olarak konuşma
şeklimizi değiştirebilmek sosyal dilin önemli gerekliliklerindendir.
Müdürünüzle en iyi arkadaşınızla konuştuğunuz gibi konuşamazsınız.
Gerekli durumlarda bir sitilden diğerine anında geçebilmelisiniz.
Konu Seçme ve Sohbeti Sürdürme
oğru şeyi, doğru zamanda, doğru miktarda konuşmak önemlidir. Bazı
çocuklar konuşacak konu bulmakta, bazıları doğru bir konu seçmekte,
bazıları ise konuyu sürdürmekte zorlanırken; Bazıları da bu konuda
yetişkinleri bile alt edecek derecede ustadır.
Durulması Gereken Noktayı Bilmek: Bazı çocuklar nerede durmaları
gerektiğini bilemezler. Çok konuştukları için sıkıcı olabilirler.
Espirinin dozunu kaçırdıkları için kırıcı olabilirler. Durmaları
gerektiğine dair sinyalleri alamazlar.
İltifat Etme: Bazıları konuşurken karşıdaki kişiye hiç odaklanmazlar.
Onun sahip olduğu değerleri görmezden gelirler. Oysa bunları farkına
varıp, ona sözel olarak ifade etmek karşıdaki kişiyi çok hoşnut eder.
Bazıları ise bunun dozunu kaçırarak aşırı boyutlara getirirler. O kadar
çok iltifat ederler ki , rahatsız edici olmaya başlarlar. Aşırıya
kaçmadan doğal iltifatlar yapabilmek önemli bir sosyal beceridir.
Sosyal Düşünme Sisteminde Güçlükleri Olan Çocukların Tipik Belirtileri
Aşağıdaki belirtilerin tümünün birden aynı çocukta görülmesi beklenemez.
Bu belirtilerden ancak bir grubu bir çocukta görülebilir. Ancak sosyal
beceri eksikliği olan her bir çocuk birbirinden farklıdır ve dolayısı
ile farklı belirti gruplarına sahiptir.
Derin ve güçlü arkadaşlıklar kuramaz.
Akranlarının çoğu ondan pek hoşlanmazlar. Fazla aranıp, sorulmaz.
Akranları arasında kötü bir şöhreti vardır.
Politik değildir. Kime ne zaman,nasıl davranacağı konusunda esnek davranamaz.
Yetişkinlerle iletişimi zayıftır.
İlgi göstermeyi, iltifat etmeyi bilmez.
Konuşma tarzı rahatsız edicidir. (Ör: düşmanca, fazla övünen vb.)
Monolog halinde konuşur.
Duygularını ifade edemez.
Şaka ve ciddiyi ayırt edemez.
Konuşma tarzını birlikte olduğu insanlara göre değiştiremez.
Sohbet etme becerisi yoktur.
Kendini satma yeteneği yoktur.
Nasıl bir imaj verdiği ile hiç ilgilenmez.
Takım çalışmalarında başarısızdır.
Çatışmaları çözümlerken saldırgan tutumlar içine girer.
Sosyal Düşünme Sisteminde Güçlükleri Olan Çocuğa Yardım
Çocuğunuzun problemlerini onun yerine siz çözmeyin. Bazı çocukların
aileleri çocuklarının problemlerini kendi problemleri gibi
algılayabilirler. Kimi anne babalar ise çocukları mutlu yaşatmak
amacıyla önlerindeki her engeli kaldırarak, problemin oluşmasına bile
olanak vermezler. Bu tutumların yararlarından çok zararları vardır.
Aslında bu aileler çocuklarına şu mesajı vermektedir: Sen
problemlerinle tek başına baş edecek kadar güçlü değilsin. Bu çocuklar
yetişkin olduklarında bile anne ve babalarına bel bağlamayı sürdürürler.
Çocuğun problemini çözmek yerine destekleyici ve ilgili olmak ve
çocuğun kendi metodları ile problemlerini çözmesine fırsat tanımak
gerekir. Probleme saplanıp kaldığında ise rehberlik edilebilir ama
sabırlı olup, doğru çözümümüzü vermemek ve çocuğumuzun kendi doğrusunu
bulması için fırsatlar vermek iyi bir yoldur.
Kendi problemlerini çözmesi için çocuğunuza zaman tanımak gerekir. Onun
çabalarını hemen kritik edip, eleştirmemeliyiz. Öğüt vermeye
başlamamalıyız. Çok sevdiğimiz çocuğumuz belki de kötü bir çözüm yolu
seçerek, problem karşısında zayıf kalabilir. Bu durumda hemen durdurur,
sertçe eleştirir ve uyarırsanız, uğraşmaktan vazgeçecektir. Çocuğunuz
problem çözme becerilerini arttırmaya çalışırken sonuçtan çok sürece
odaklanmalısınız. Eğer probleme yaklaşımı iyi ama işler planlandığı gibi
gitmiyorsa, yaklaşımı için onu övebilir ve doğru bir adım attığını
söyleyebilirsiniz. Nelerin yanlış gittiğine dair değerlendirme yapmasına
yardımcı olabilirsiniz.
Çocuğunuzu ancak çok gerekli durumlarda çocuğunuzu ona çok fazla
hissettirmeden koruyun.Çocuk ciddi bir biçimde arkadaşları tarafından
horlanıyor, itilip kakılıyor ise anne baba olarak en azından okulu
bilgilendirmeliyiz. Takılmanın giderek aşağılanma boyutlarına ulaşmasına
izin vermemeliyiz. Ancak bu gizli koruma çocuğunuzun karşılaştığı her
problemde değil, ancak çok ciddi boyutlardaki problemlerde devreye
girmeli ve mümkünse çocuğunuz tarafından hissedilmemelidir.
Onlara model olun. Kendi sosyal problemlerinizi ve nasıl çözümlediğimizi
anlatarak onlara öğüt vermeden örnek alabilecekleri çözüm modelleri
verebiliriz. Çocuklarımız karşısında iyi bir problem çözücü olmalıyız.
Yani pek çok alternatif çözüm yollarını görebilen, fevri davranmayan,
yavaş ve akılcı düşünen problem çözücüler olarak doğru davranış
modelleri sergilemeliyiz.
Çocuğunuza başka açılardan bakma becerisini öğretin. Karar vermeden önce
karşımızdaki kişinin yerine geçerek neden böyle yaptığını anlamaya
çalışmak sosyal problemleri çözerken önemlidir.
Çocuğunuza hedef belirlemeyi ve hedefe ulaşmak için denenebilecek
yolları listeleyerek değerlendirmeyi öğretin. Problemin nasıl
sonlanmasını istediğinize karar verip, hedefi belirlemeyi ve daha sonra
da bu hedefe ulaşmak için yapılabilecekleri listelemeyi çocuklara
öğretebilirsiniz. Bazı çocuklar tek bir çözüme odaklanır. Önce akla
gelen tüm çözümler listelendikten sonra, pratik olmayan, başka
problemlere yol açabilecek çözümler liste dışı bırakılmalıdır. Daha
sonra da problemi en iyi çözecek yol seçilebilir. Kararı sonunda şayet
işler çocuğunuzun ümit ettiği gibi gitmediyse hemen vazgeçmemesi
istenebilir. Bu durumda çözüm listesinde bir başka çözüm yolunu devreye
sokarak bir deneme daha yapması için teşvik edilebilir.
Sosyal uyumu pek de umursamayan ve kendine özgü olmayı tercih eden
çocuklarınızı saygıyla karşılayın. Bazı çocuklar bu konuda çok
cesaretlidir. Akranları tarafından beğenilmeyi çok da umursamazlar.
Farklı giyim tarzları, farklı beğeni ve uğraşları ile diğerleri
tarafından kabul görmeme riskini göze alırlar. Pek çok durumda diğerleri
tarafından garip, tuhaf olarak adlandırılsalar bile kendi
yollarında devam ederler. Kimse ile doğru dürüst konuşmayan,
tenefüslerde kitabını okuyan, şiir yazan, çizgi film karakterleri
yaratan, sürekli köpek balıklarından söz eden çocuğunuz gerçekten mutlu
ise ve farklı olmak hoşuna gidiyorsa onu rahat bırakın ve hatta sosyal
cesareti için tebrik edin. Ancak burada dikkat etmeniz gereken tek nokta
bu mutlu ve kendinden hoşnut görüntünün bir savunma mekanizması
olmadığından emin olmaktır.